Talas Amerikan Okulu öğrencilerinin 1932 yılında başlattıkları gelenek, geçen yıl Cumhuriyetin 100. yılında mezunların Alidağ’da buluşmasıyla canlandırılmıştı. Bu yıl da 20 Talas mezunu dağa taşlarla “T.C. 101” yazmak için Talas’ta buluştu. Mezunumuz Tuncay Sergen (TAO’67- TAC’70) bu anlamlı etkinliği CONNECT'e anlattı.
Yazı: Tuncay Sergen (TAO’67- TAC’70)
Talaslılar, 1932 yılında Alidağ’a çıkıp ağaç dikmişler. Sonra bir fikir çıkmış; bu ağaçları Talas Amerikan Koleji öğrencilerinin diktiği belli olsun diye taşlarla 20 metre boyunda, 1,5 metre eninde bir T harfi yazmışlar. Üzerini kireçle boyamışlar. Daha sonraki yıllarda T’nin yanına C de eklenmiş. En sonundaysa TC’nin yanına Cumhuriyet’in kaçıncı yılı olduğunu belirten rakamlar konulmuş; mesela 1953’te, Romen rakamlarıyla “T.C. 30” yazılmış. Okul 1967’de kapanana kadar her yıl 29 Ekim’de kovalarla, kireç ve su taşınmış, 1800 metre yüksekliğe tırmanılmış. Talas kapanınca bu gelenek sona ermiş. Ancak 1997 yılında Talas’ın bu adeti tekrar canlandırılmış.
Bu yıl yine Alidağ’a çıkarak “T.C. 101” yazdık. Dağda marşlar okuduk, andımızı söyledik. Talas Okulları, Belediye ve Talas Tanıtım Derneği’nin kadınları da bize destek verdi.
27 Ekim’de başlayan programda, önce okulun iki kampüsünü gezdik. Karaman Bayırı’ndan aşağı doğru inerek Talas’a yürüdük. Gülbenkyan’ın, Karaman Beyi’nin, Fevzioğlu’nun konaklarını gördük. Kayseri’de son kalan Ermeni olan Serkis’le sohbet ettik. Mari Gerekmezyan’ın terkedilmiş evi önünde “Karadut”u andık. Tarihin içinde yürürken Trikopis’in esir tutulduğu konağı gördük. Akşam, bir konakta Kayseri yemekleri yedik.
Ertesi gün, yani 28 Ekim’deyse Reşadiye, Akçakaya, Zincidere ve Endürlük köylerini ziyaret ettik.
Takvimler 29 Ekim’i gösterdiğinde, Talas’taki Tol Kahve’de buluşup arabalarla Alidağı’na çıktık. Orada marşlar söyleyip konuşmalar yaptık. Geleneksel bu töreni halk oyunları oynayarak daha da canlı bir hale getirdik.
Öğle yemeğini Erciyes Koleji verdi. Bu başarılı okulla kardeş olduk. İleriki yıllarda 29 Ekim programını onlar devam ettirecek. Zaten bu yıl onlarla kardeş olmuştuk. Baskette Kayseri’de biz onları yendik, Mersin’de onlar bizi yenmişti.
Öğleden sonra Kayseri’de sucuk, pastırma, baharat alışverişimizi yaptık. Akşam gala yemeğimizin mekânı, restore edilmiş tarihi bir konak olan “Farika” idi. Nefis yemekler yerken bol bol sohbet ettik.
30 Ekim günü Talas’ta yeni açılan “Su Medeniyetleri Galerisi”ni ve “Çanakkale Müzesi”ni gezdik. Kayseri’de eksik kalan alışverişimizi tamamlayıp, oradan ayrıldık.
Talas’ta tek sınıf vardı, hepimiz o sınıftanız dedik. Yaş farkı gözetmeden, hiç aksilik olmadan mutlu mesut evlerimize döndük.
Geçen yılki etkinliğe de buradan ulaşabilirsiniz.