Zeynep Kurmuş (UAA’88) iş hayatında yıllarca tecrübe biriktiren, en verimli dönemlerindeyse emekli olarak bu birikimi benzetme yerindeyse heba eden profesyonelleri, kurucusu olduğu Genwise aracılığıyla tekrar üretmeye davet ediyor.
Zeynep Hanım, Genwise aracılığıyla yürüttüğünüz çalışmalarla ilgili sorulara geçmeden önce sizi tanıyabilir miyiz? Üsküdar Amerikan’dan sonra eğitiminizi ve ardından kariyerinizi nasıl şekillendirdiğinizi öğrenebilir miyiz?
ODTÜ ekonomiyi kazandım, burs geldi Amerika’ya gittim. Miss Linder annemleri ikna etmiş olabilir, College of Wooster Ohio’da iyi bir liberal arts eğitimi aldım. Orada da ekonomi okudum. Bilinçli tercih değil, ağabeyim ODTÜ iktisattaydı öyle yazdım, zaten bizim zamanımızda modaydı. Hekim, avukat olmayacaksak üniversite bir bakış açısı kazandırsın yeter.
1991’de soğuk savaş bitti, Berlin duvarı yıkıldı. Ohio Üniversitesi öğrencilerinin hayatına bu büyük olay hiç etki etmeyecek gibi görünüyordu, o zamanın Ohio’sunun öğrencileri dünyadan bihaber. Ben de “bu süpergüç böyle, öbürü nasıl acaba ve Türkiye bu yeni dünya düzeninde orada başka ne rol oynayabilir,” diye Amerika’da mezuniyet senemde Rusça öğrenmeye karar verdim. Tekrar bir burs vasıtasıyla (Oblomov üzerine bir başvuru yazısı orada da tam burs almaya yetti) altı ay özel Universtiy of Michigan ve Beloit College işbirliği ile hayata geçen Rus dili programını bitirdim. Üniversitede tez konum araştırma ve inovasyondu.
Döndüğümde Türkiye’de araştırma işi ne kadar ciddi yapılıyor diye Bülent Tanla’yı ziyaret ettim. Ve ilk işim, pazar araştırma, Piar Gallup’ta başladı. İş bendeki Rusça ile birleşince Piar’ın kardeş kuruluşu SİAR tekrar uyandı. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Türkiye karşılaştırmalı çalışmalar ve o bölge pazarının araştırmaları için ben 92-96 yıllarımı SİAR’da önce araştırma koordinatörü, hemen sonra genel müdür olarak geçirdim. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan’a gittim geldim. Şirketlere ve bakanlıklara bu araştırma sonuçlarını sundum. Sonra Time Manager International adlı bir eğitim şirketiyle tanıştım, Kazakistan’a eğitim ihracatı gerçekleştireceklerdi. Dışarıdan şirketlere bilgi sunmak yerine, içeride gerçekten bu bilgiyle bir şey yapan insanlarla beraber olmak ilgimi çekti. TMI’a geçtim, üç sene eğitim danışmanı olarak çalıştım.
Her organizasyonun havası ve kültürü başka, her birine aynı ürün yerine daha özel tasarımlarla kurumların ve insanların gelişimine katkıda bulunulabilir diye, 98’de kendi danışmanlık işimi ortağım Emel Şensezgin’le kurdum. Şensezgin Kurmuş danışmanlığın 26’ncı senesindeyiz, devam ediyoruz. Üç ana uzmanlığımız var: Değişim yönetimi, yönetici yetiştirme ve iş hayatının temel profesyonel becerileri.
Kurumlara hizmet verirken orta kademede kadın erkek sayısının farklılaştığını, girişte aynı başlasak bile, toplantı ortamlarından iş hayatında pozisyonlanmalara kadar (hep İK, kurumsal iletişim, finans üst yöneticisi kadın oluyor gibi) kadın ve erkeklerin başka konumlandığını gördüm. Nerede bu kadınlar ve kurumsal hayatta daha cinsiyet dengeli bir ortam olabilir mi diye kadın çalışmalarına başladım. Kurumsal hayatta toplumsal cinsiyet eşitliği başka türlü konuşulsun, bir hareketlenme olsun diye bu işe giriştim. Üsküdar’dan sınıf arkadaşım Demet Tanrıöver ile etrafımıza kırk kadın daha toplayarak Professional Women’s Network Istanbul ayağını kurduk. Beş sene yönetim kurulunda yer aldım, sınıf arkadaşım Müge Güngören Aypar da dahil oldu. Bu konuda beş senelik emek, çok fazla bir değişiklik yaratmadı; dünya üzerinde de bu konu çok yavaş ilerliyor.
Hâlâ emek veriyorum ama başka türlü, bayrağı devrettim, gönüllü vaktimi ve aklımı köyde başka türlü eğitim mümkün diyen Mine Ekinci’nin davasına adadım ve Köy Okulları Değişim Ağı’na (KODA) destek oldum. Hâlâ KODA’nın yönetim kurulundayım. Bir dönem başkanlığını da yaptım.
İki yıl önce de ikinci iş hayatı girişimim Genwise’ı, ortağım Tuğrul Ağırbaş ile kurdum. Sivil toplumculuğa ve girişimciliğe devam ediyorum. Mezunlar derneğimizin yönetim kurulunda da iki dönem çalıştım. Görevi gençlere devrettik, şimdi yine nesiller arası ekibimizle görüşmeye ve projeler üretmeye devam ediyoruz. Burada da maalesef arzu ettiğimiz kadar ilerleyemedik.
“Kurumlara hizmet verirken orta kademede kadın erkek sayısının farklılaştığını, girişte aynı başlasak bile, toplantı ortamlarından iş hayatında pozisyonlanmalara kadar (hep İK, kurumsal iletişim, finans üst yöneticisi kadın oluyor gibi) kadın ve erkeklerin başka konumlandığını gördüm. Nerede bu kadınlar ve kurumsal hayatta daha cinsiyet dengeli bir ortam olabilir mi diye kadın çalışmalarına başladım.”

Zeynep Kurmuş (UAA’88)
Hayatınızın misyonunu, “Deliver results that add value / Değer katan sonuçlar elde etmek” olarak belirlemişsiniz. Genwise de bu misyonun bir parçası olsa gerek. Genwise’in doğuş hikâyesini ve hayat misyonunuzla ilişkisini anlatabilir misiniz?
Sorunu, soruyu ya da meseleyi görünce girişiyorum. Genwise de böyle bir girişim hikâyesi. Son beş yıldır şunları fark ediyordum. Öncelikle, kurumlarda orta yaşta acayip değer, tecrübe, birikiyor, ancak kurumun içinde bu birikim yeterince hareketlendirilmiyor, insanlar kendi birikimlerinin farkında değil, birbirlerini de görmüyorlar (ben dış göz olarak her firmaya gittiğimde fark ediyorum). Kurumsalda hep dillerdeki “genç yetenek” bahisleri de sanki bu yaşlardaki yeteneği yok sayıyor, ya da odaklanmıyor. İkincisi, bir sürü arkadaş bana gelip beraber çalışalım mı, danışmanlık yapabilir miyiz bundan sonra diyor. Kimse danışmanlıktan başka bir şey düşünemiyor. Herkes o yaştan sonra danışman olmak istiyor. Etrafta herkes danışman. Üçüncüsü, emeklilik diye bir şey var, geliyor, bunca birikimli insan ikinci bahar, tarih doktorası, sanat tarihi yüksek lisansı gibi güzel şeylerle vakit geçiriyor (ki bunlar yanlış ya da kötü değil), ama bunlar bir üretime dönmüyor, sonrası akıllarda yok, hazırlıksız yakalanılıyor. Dördüncüsü, dünya yaşlanıyor, ellisinden sonra artık gelecek uzun ve eğer üçüncü çeyreğin planını yapmamışsan boş geçecek 25 yıl daha var aktif kalabileceğin. Ve son olarak, iş hayatından çekilmiş erken emekliler boşlukta. Ve hastalıkta.
Ben inanıyorum ki 40+’ta bir sürü değer birikmiş (minimum yirmi yıllık bir hayat tecrübesi, iş ve ev hayatı). Ancak buna rağmen sıkışmışlık ve çaresizlik söz konusu ve doğrusu önümüzde harika “iş”ler üretebileceğimiz bir 25 yıl daha var. Yeter ki hayattan çekilmeyelim. Çektirilmeyelim. Bu benim meselem, bir nevi geri dönüşüm. Üstüne üstlük herkes gençlerin üzerine abanıyor, girişimcilik inovasyon vs. diye, çok yük var onların üzerinde. Yazıktır ve gençler açısından da belki de çok adil değil. Biraz da biz girişelim gençlerle birlikte. En iyi girişimler zaten 40’ında sonra çıkıyor aslında. Nesiller arası yaklaşımlarla daha iyi çözeriz. Dünyanın hiçbir meselesi; tek nesil, tek cins, tek disiplinle çözülebilecek gibi değil artık.
O yüzden bu kişileri 45 yaşının birikimiyle kendi güzel işlerini üretecek, belki temposu daha düşük ama özgül ağırlığı daha yüksek anlamlı, kendilerine ve başkalarına faydalı işleri yapacak şekilde hazırlamak, üçüncü çeyrekleri için kendi projelerini ve işlerini paketlemek üzere Genwise işini kurduk. İlk çeyrek hayata tutunma yıllarıydı. İkinci çeyrek iş, aile bir şeyleri oturtmak, kazanmak, düzen kurmak. Üçüncü çeyrek belki biraz daha katkı, topluma ve dünyaya. Bu fikirle ortağıma gittim ve Ocak 2023’te Genwise resmen kuruldu.
Profesyonel yaşam içinde yoğun bir tempoyla çalışanlar, hayal ettikleri, ama o hayali gerçekleştirmek için gerekli zamanı bulamadıkları şeylere çoğu zaman emeklilik döneminde yöneliyorlar. Genwise ise hayallerden veya hobi edinmekten farklı, o ana kadar elde edilen birikimi üretime dönüştürme amacıyla oluşturulan bir yapı. Genwise’ın 45 yaş ve üzeri profesyonellere kattığı değeri nasıl açıklarsınız?
Tek cümleyle isterseniz: Annem “işin biterse, işin biter” der. Mottomuz bu. Yani değer önerimiz şu, 45’ten sonra işimiz bitmiş gibi davranmayalım, köşemize çekilmeyelim, çektirilmeyelim, daha bizde çok iş var ve yapılacak çok iş var. Bu yaştan sonra artık oturacağım demeyecekseniz, biraz nadastan sonra bu birikimi hasat etmek istiyorsanız, ancak bunun hemen nasıl yapabileceğini de göremiyorsanız ve bu mudur yani diye sormaya bundan sonra ne olacak diye merak etmeye başladıysanız Genwise sizin yeriniz. 45’inden sonra nerelerde ve nasıl katkı verebilirsiniz bunu görmek, şu ana kadar dokunmadığınız, girişemediğiniz projelerinizi ortaya dökmek, hatta paketleyip hayata geçirmek, daha ne oluru ortaya çıkarmak, üçüncü çeyrek için somut iş planlarınızı oluşturmak. Bunun için ilham cesaret, metot ve bu işleri projeleri beraber yapabileceğiniz bir ağın sözünü veriyoruz. Daha bir otuz yılımız daha var anlamlı bir şey ortaya koymak üzere çalışmak, üretmek ve fayda sağlamak için; evde oturacak halimiz yok. Kurumlara değer önerimiz ise şu, nesiller arası yaklaşımlarla 45+ ve 20-25’in birikim ve bereketini birleştir, yepyeni enerjiler ortaya çıkar, bu kişilerin kurum içinde yepyeni ve anlamlı projeler ve işler paketlemelerini sağla…
“Annem “işin biterse, işin biter” der. Mottomuz bu. Yani değer önerimiz şu, 45’ten sonra işimiz bitmiş gibi davranmayalım, köşemize çekilmeyelim, çektirilmeyelim, daha bizde çok iş var ve yapılacak çok iş var. Bu yaştan sonra artık oturacağım demeyecekseniz, biraz nadastan sonra bu birikimi hasat etmek istiyorsanız, ancak bunun hemen nasıl yapabileceğini de göremiyorsanız ve bu mudur yani diye sormaya bundan sonra ne olacak diye merak etmeye başladıysanız Genwise sizin yeriniz.”

Zeynep Kurmuş (UAA’88)
Programınız “Mezuniyet” de dâhil yedi temel başlıktan oluşuyor. Genwise’a başvuran bir profesyonelin nasıl bir süreçle ilerlediğini öğrenebilir miyiz?
Aklınızdaki bir fikirle veya herhangi bir fikriniz olamadan sürece katılabilirsiniz. Ancak bir 40+ yaşın birikimiyle geldiğinizi varsayıyoruz. Toplam otuz saat, haftada beş saat, altı hafta. Salıları büyük grupla buluşuyoruz. İki-iki buçuk saat bir kavram tanıştırma ve tartışma, yarım-bir saat hafta içi kendi zamanınızda bireysel olarak tamamlayacağınız konunun ödevi, sonra da pazar günleri iki saat küçük gruplarda bu ödevler üzerine insanlardan geribildirim alma ve bu geribildirimlerle ilerleme, kendi ödevinizi son haline getirme. İlk haftanın konusu kendi varlıklarınızı ortaya dökmek, net sınırlarınızın ve opsiyonlarınızın farkına varmak; ikinci hafta üçüncü çeyrekte hangi derde derman olmak, çözmekle uğraşmak veya ilgilenmek isteyebileceğiniz meselelerin listesini yapmak. Üçüncü ve beşinci haftalar bu meselelerden gerçekten hangileri ile ilgilenebileceğinizin kararını vermek ve bunu bir proje olarak paketlemek ile uğraşmak; son hafta ise bu projenin gelir yaratacak bir işe dönüp dönemeyeceğini anlamak ve iş kanvasına oturtmak. Mezuniyette ise herkes kendi iş kanvasını sunuyor ve başkalarından katkı alıyor. Üç prensiple ilerliyoruz, açıklık, cömertlik ve duygusal emeğini koyma. Herkes çok açık ve birbiri için çalışıyor. Ortaya harika işler çıkıyor. Genwise dışarda nerde fırsat var, pazarı tanıyarak işe başlayan değil, içerden dışarı doğru ilerleyen bir proses.
Genwise aracılığıyla profesyonel iş hayatından gelen 45 ve üzeri yaştaki kişilere, üretim üzerinden kendilerini tekrar var edebilecekleri bir imkân yaratıyorsunuz. Üretilen fikirlerin hayata geçirilmesi konusunda neler yapıyorsunuz?
Mezuniyetten sonra Genwise mezunları GenwiseAlumni topluluğuna dahil oluyor. Sonra ayda bir ilerlemeleri birbirimizle paylaştığımız el tutma seanslarımız var. Sosyal buluşmalar masa etrafında birbirimizle yakınlaştığımız birliktelikler, bir de mezunlara özel anlamlı konuşmacılara ve kaynakları getirdiğimiz buluşmalar var. Arada WhatsApp gruplarıyla günlük iletişimlerimiz devem ediyor. 120 küsür kişi destek ihtiyaçlarını buradan birbirleriyle paylaşıyor. Genwise takip programlarında da ihtiyaç olan konuları seçip getiriyoruz, ortaklık anlaşması, bireysel markanı oluşturma, yatırımcı geribildirimleri gibi. Ortaklıklara girişenler de oldu, kendi işlerini kuranlar, kurum içinde iş değiştirenler seviye atlayanlar, kurum içinde kendi projelerini yapanlar ya da girişim sahibi olup da kendi girişimini daha da öteye taşıyanlar var. Bir bölü üç oranında böyle hedeflemiştik böyle de oldu.
KODA Köy Okulları Değişim Ağının da parçasısınız, dolayısıyla eğitimin içindesiniz. Bu da sizin insanların ve organizasyonların “fayda” üretmek üzere bir araya gelebileceğine dair inancınızın yansıması olsa gerek. Öyle mi?
KODA’da harika bir hayalin peşinden gittik. İlla kendi hayalimiz olacak bir şey de değil. Birinin fikrine, davasına da destek olup, onun bu güzel hayali hayata geçirmesine de yardımcı olabilirsiniz. Biz KODA’da memleketimizin ücra köylerinde gözlerden kalplerden uzak köy öğretmenlerimizin ve ailelerin yanındayız. Yalnızlıklarına ve eğitim konusundaki çaresizliklerine bir çare olmak, böylelikle köydeki çocukların da “kaliteli eğitime” erişimine destek olmak üzere harekete geçtik. Birleştirilmiş sınıf müfredatının en iyi uygulamasının örnekleri ve köylere yollanan gencecik köy öğretmenlerinin ellerine bakan çocukların kaliteli eğitime erişimleri için çalışıyoruz. Her gün. Bu fayda da çok ölçülebilir. Çalıştığımız köylerde ve köy öğretmenlerimiz vasıtasıyla çok somut katkılar yaptığımızı görebiliyoruz. Önceki ve sonraki hallerimizi öğretmenlerimiz de söylüyor. Kadın meselesinden vazgeçme sebebimdir, emeği, buraya ayırmayı tercih ediyorum.
İnsanlarla birlikte insanlar için fayda üretmeye dair çabalarınızda Üsküdar Amerikan Lisesinde aldığınız eğitimin bir rolü olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. “İnsanlarla birlikte” kısmının da altını çizeyim. Küçük yaşlarda ben Üsküdar’da yardım istemeyi ve yardım etmeyi öğrendim. Yalnız insan merdivendir hiçbir yere dayanmayan, birliktelik daha güçlü, örgütlü hareket daha güçlü. Her gün ağladığım ilk yılımdan mezuniyetime kadar kardeşlerime, arkadaşlarıma, ablalarıma her boş bulduğumda yanaştım, anlattırdım, öğrendim (ve bazen ağlamaya devam ettim). Aklıma uymayan her şeyi sordum. Her konuda savaşmadım, değmez. Her şeyi olmaya da oynamadım. Ortak ve ortadaki aklı kullanmaya devam ettim. Herkesin önerisi, hayatla başa çıkışı başkaydı. Bana etrafımdaki çeşitlilikten beslenmeyi, zenginlikleri görmeyi öğretti. Yedi sene öğrenci birliğinde oldum, hep aynı pozisyonda, sürekli aynı görevi kendime devrettim, her dönemin yönetim takımıyla çalıştım. Yedi sene basketbol oynadım, ortada ve lisede takım kaptanlığı yaptım. Biraz daha ders çalışsaydım belki başka yerlerde olurdum, top peşinde koşup proje yapmak yerine. Ama sanmıyorum. Yani ortada bir mesele var, aşikâr, kimse bir şey yapmıyor, görüyorsunuz. Giriyorsunuz. Biz (Üsküdarlı) girmeyeceğiz de kim girecek. “-meli -malı” diye konuşmak ve veya şikâyet etmek yerine, “buyurun” diyorum herkese. Konuşmaya değil icraata odaklıyım. Her mesele benim meselem mi? Değil tabii. Kendi değerlerime uygun, bana göre etrafıma fayda sağlayacağını düşündüğüm gündemlere aklımı ve emeğimi koyuyorum. Her birimizde bir şeyleri iyiye doğru dönüştürme potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Üsküdar’dan dünyayı değiştirme potansiyelim var diye çıktım, neyime güveniyordum, Üsküdarlı dostlarıma ve aile ve okuldan aldığımız eğitime herhalde.
Son olarak başta Üsküdar Amerikan Lisesi olmak üzere tüm mezunlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Mesaj haddime değil, ama eyleme çağrı yaparım.
- Sevgili 45+ ablalarım veya kardeşlerim (yaşım da geçmiş bayağı ama olsun), daha çok işimiz var, aman çekilmeyin. Daha kafanız netleşmediyse Genwise’a gelin. “You are all brilliant.” Hatırlayınız.
- KODA’ya bağışçı olun. Çok sevinirim. Olmadı, kendi seçeceğiniz bir sivil toplum kuruluşuna. Düzenli bağışçılık, üç kuruş da olsa fark yaratıyor. Ya da gönüllü olun.
- Mezun bursu başlatsanıza, bir kardeşimiz daha çıksa dünya değişir, kırk-seksen kişi bir bursa girince miktar çok da etkilemiyor.
- Aidatlarınızı yatırmayı unutmayınız. Mezunlar derneğine geliniz, her fikre ve desteğinize ihtiyacımız var.
- Üsküdarlı Üsküdarlıyla çalışır, bulunuz. Ajansım Üsküdarlı, karnımı Üsküdarlı doyuruyor, kasam Üsküdarlıya emanet. Bir Tarsuslu ile beraber çalışıyorum. Kapsayıcılığa karşı değiliz bunu bir yoldaşlık diye alınız.
- Arzu ettiğinizde beni arayınız. Belki birlikte yapılacak şeyler bulunur.
Çok sevgiler.
Çok teşekkür ederim…

Zeynep Kurmuş (UAA’88)
Genwise'ı Linkedin'den takip etmek için buraya tıklayabilirsiniz.
