İzmir sevdalısı bir kadın
“Daima SEV”

UAA değerleriyle yetişip UAA’ya değer kattı

27.11.2022

Funda Cüceloğlu (UAA’84), mezun olduğu Üsküdar Amerikan Lisesinde tam 11 yıl Okul Müdürlüğü görevini üstlendi ve bu sene emekliliği nedeniyle bayrağı devretti. Bir mezun olarak bu görevi yürütmenin hem büyük bir sorumluluk hem de büyük bir gurur olduğunu belirten Cüceloğlu, okulla bağlarının bundan sonra da devam edeceğini, kendisine ihtiyaç duyulan her an destek vermeye hazır olduğunu söylüyor. Tüm emekleriniz için sonsuz teşekkürler...

Hocam, 11 yılın ardından Üsküdar Amerikan Lisesi Müdürlüğü görevinizden emekli oldunuz. Mezun olduğunuz okula ve kampüse müdür olarak geri dönmek, burada yine uzun yıllar geçirmek, binlerce parlak genç yetiştirmek... 2011 yılında kampüse girdiğinizde neler hissetmiştiniz, şu an neler hissediyorsunuz?

2011 yılında göreve başladığımda büyük bir heyecan ve gurur duymuştum. Mezun olduğum okula hizmet edecek olmanın coşkusunu hissediyordum. Üsküdar Amerikan Lisesi değerlerinin devamlılığını sağlamak ve aynı zamanda okulumu değişen ihtiyaçlar paralelinde en iyi noktaya getirmek en büyük amacımdı. 2022 yılında emekli olurken hedeflediklerimize ulaşmak için tüm okul topluluğu olarak çok çalıştığımızı, okulumuzun değerlerine sahip çok başarılı gençler yetiştirdiğimizi görüyor ve büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.

Sizin göreve geldiğiniz günlerden bugüne, hem bir mezun hem de yönetici olarak UAA okul tarihine not düşmek isteyeceğiniz başlıklar, olaylar neler olurdu?

Uluslararası Bakalorya diploma programı (IBDP) otorizasyonu almamız ve programa dahil olmak isteyen öğrencilerin çift diplomayla mezun olması, dünya ortalamalarının çok üzerinde diploma puanları almaları, böylelikle hem AP (Advanced Placement) dersleri hem de IBDP sunan Türkiye’de ilk ve tek okul olmamız, Uluslararası Okullar Birliği(CIS) akreditasyonlarında yenilenen akreditasyon süreçlerinde, birliğin, Üsküdar Amerikan Lisesinin yenilikçi yapısından dolayı yeni süreçleri uygulattığı dünyadaki nadir okullardan biri olmamız, 2 yıllık pandemi sürecinde çevrim içi eğitime geçişimiz, teknolojik altyapı ve platform yatırımları ve bunların etkin kullanımı için harcanan tüm çaba , tüm bu zorluklara rağmen öğrenci basarisinin hem ulusal hem de uluslararası sınavlar ve kabullerde artışı, ülkemizin içinden geçtiği ekonomik zorluklar, tüm bu ekonomik zorluklara rağmen burslu öğrenci sayımızın artması tarihe not düşülecek birkaç başlık ve olay olurdu.

İngiltere’deki eğitim ve kariyerinizden sonra Türkiye’de öğretmenlik ve yöneticilik yaptınız. Hocam dünyada eğitim, onun mekânı okul ve vazgeçilmez bileşeni öğretmenlik diye düşündüğümüzde meslek hayatınız boyunca nasıl bir değişim ve farklılıklar var? Özellikle genç mezun öğretmenlere meslekleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Bir okulda öğrenciye sunulan imkanlar, fasiliteler önemli ama öğrencinin gelişimindeki en önemli faktör öğretmenler. Öğrenciye örnek olacak, ilham verecek, onu bilgisiyle tavır ve davranışlarıyla etkileyecek, onları anlayacak, destekleyecek, teşvik edecek öğretmenler… Bu hiçbir dönemde değişmeyen tek gerçek. Pandemide buna bir kez daha şahit olduk. Öğrenmeye yaklaşım yıllar içinde değişti, pandemi sürecinde ise fazlasıyla değişti. İşte bu süreçlerde öğretmenin, öğrencinin ihtiyaçlarını anlayarak, onlara yol gösterebilmesi, yön verebilmesi ve öğrenme sürecinde teşvik etmesi, bunu sabır, sevgi ve anlayışla yapabiliyor olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.

UAA’nın güçlü ve köklü bir eğitim geleneği ve okul kültürü var. Bunu yaşatan ve sürdürülebilir kılan en temel bileşenler sizce neler?

Tüm okul topluluğu olarak -öğrenciler, öğretmenler ve çalışanlar- çok çalışmak, gelişimin, ilerlemenin, yeniliğin peşinde olmak, misyon, vizyon ve değerlerimize bağlı kalmak, her atılan adımda, alınan her kararda bu adım ya da kararın misyon, vizyon ve değerlerimize uygunluğunu sorgulamak. Velilerimizin ve mezunlarımızın desteğini hissetmek, mezunlarımızın mezunlarımızla ve öğrencilerimizle bağını güçlü tutmak.

Mezun ettiğiniz öğrencilerinizle ilişkileriniz nasıl sürüyor? Onları takip edebiliyor musunuz, başarılarını görmek nasıl bir duygu?

Mezunlarımız okullarını sıklıkla ziyaret ederler. Reunionlar, Browni Day gibi etkinlikler, mezunlarımızla bir araya gelmek için güzel fırsatlardır. Mezunlar Derneğimiz bizi bir araya getirecek değişik organizasyonlar yapar. Ayrıca farklı sosyal medya mecralarında mezunlarımızın kariyer gelişimlerini ve başarılarını takip edebiliyoruz. Üsküdar Amerikan Lisesi büyük bir aile, dünyanın her yerinde çok başarılı mezunlarımız var. Mezunlarımız her zaman Üsküdar Amerikan Lisesi ailesinin ve ülkemizin gurur kaynakları.

“2011 yılında göreve başladığımda büyük bir heyecan ve gurur duymuştum. Mezun olduğum okula hizmet edecek olmanın coşkusunu hissediyordum. Üsküdar Amerikan Lisesi değerlerinin devamlılığını sağlamak ve aynı zamanda okulumu değişen ihtiyaçlar paralelinde en iyi noktaya getirmek en büyük amacımdı.”

Sizden önce Semiha Malatyalıoğlu, Esin Hoyi, Tülin Büyükalkan, Melike Ateş, mezun Türk Müdürler olarak görev yapmıştı. Bu bayrağı bir mezun olarak taşımış olmak size neler hissettiriyor?

Bir mezun olarak okulumda müdürlük yapmak, hem büyük bir sorumluluk hem de gururdu. Kültürü anlamada ve devamlılığını sağlamada önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum. Değişimler yaşanırken okulun kültüründen feragat edilmemesi çok önemli. Zamana uymak için değişecek ve gelişeceğiz; ama değerlerimizden ödün vermeyeceğiz. Esin Hanım ve Tülin Hanım benim hocalarımdı. Bana kattıkları için onlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Melike Hanım’a da emekleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Hepsine sevgim ve saygım sonsuz. Ne mutlu ki, aynı gemide okulumuzu daha da geliştirebilmek, ülkemize ve dünyaya değer katan gençler yetiştirebilmek için çalışmışız. Ne büyük bir zenginlik.

Bundan sonrası için planlarınız neler? Eğitim dünyasıyla ilgili çalışmalarınız olacak mı? Bir mezun olarak okulunuz için yapmayı planladığınız şeyler var mı?

Henüz çok yeni bir emekliyim. Net planlarım yok. Öğretmenlerimizin, idarecilerimizin okula başladığı gün içim kıpır kıpırdı, onların heyecanını yüreğimde hissettim. Ben okul müdürlüğünden emekli olmuş olabilirim, ama daima bir mezun olacağım. Dolayısıyla okulumla bağlarım asla kopamaz. Okulumun bana ihtiyaç duyduğu her alanda her zaman destek veririm.

Hocam, her başarılı mezunlarımıza sorduğumuz bir soruyu size de yöneltmek isteriz. Okulunuza eğitimci bir mezun olarak hizmet ederek çok büyük bir katkı sağladınız, peki Üsküdar Amerikan Lisesinin sizin hayatınıza, kariyerinize nasıl bir katkısı oldu?

Beni ben yapan, büyüten, geliştiren en büyük etken Üsküdar Amerikan Lisesidir. Yurt dışında master yaparken ve çalışırken Üsküdar’ın bana kattıklarının daha çok farkına vardım. Türkiye’ye döndüğümde Üsküdarlı olmanın ayrıcalığını işe kabullerde fazlasıyla hissettim. En yakın arkadaşlarım Üsküdarlılar. Hayat boyu devam eden bir destek yumağı. Bunun bir parçası olmak büyük bir şans ve ayrıcalık.

“Benim gibi eşimin ve oğlumun da mezunu olduğu eşsiz eğitim kurumlarımızı çatısı altında toplayan Vakfımıza gönüllü olarak hizmet etmeyi her zaman bir vefa borcu olarak gördüm. Mezunlar olarak hepimiz, okullarımızın sonraki nesillere sağlam temeller üzerinde teslim edilmesi ve ülkemize hizmet sunabilmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstermeliyiz.” 

Basketbola ilginiz olduğunu biliyoruz, bu ilgi nasıl başladı. TAC Spor Kulübünü takip ediyor musunuz, son yıllarda yine milli oyuncular çıkmaya başladı, neler söylemek istersiniz?

TAC’li olup da basketbola ilgisi olmayan pek nadir olsa gerek! Basketbol sevgimize tabii ki sınıf arkadaşım sevgili Necati Güler’in (TAC’75) etkisi çok büyüktür. Onun kulüpler ve milli takım bünyesindeki başarıları bu spora olan tutkumuzu pekiştirmiş, ben ve sınıf arkadaşlarım için hep gurur vesilesi olmuştur. Ancak TAC’nin spordaki başarıları sadece basketbolla sınırlı değil. Mayıs ayında Tarsus’taki Mütevelli Heyet toplantımızın hemen öncesinde Kız Voleybol takımımız Mersin il birinciliğini kazandıktan sonra, Bölge Şampiyonu olup Kadınlar 2. Ligine çıktığını büyük bir mutlulukla öğrenince takımımızı ve hocalarını toplantımıza davet ettik; kendilerini kutladık, başarı hikâyelerini hocalarımızdan, kaptanımız Azra Güzelocak ve takım arkadaşlarından dinledik. Okullarımızın akademik yönden olduğu kadar spordaki başarıları da biz mezunlar için büyük gurur kaynağı olmaya devam ediyor.

Sualtı fotoğrafçılığı da yapmışsınız, devam ediyor musunuz? Hayatta mutlaka yapmalıyım dediğiniz şeyler var mı, nelerdir?

Sualtı dünyasıyla tanışmamı sınıf arkadaşım Kubilay Keçelioğlu’na (TAC’75) borçluyum. Onun vesilesiyle gerekli eğitimleri aldım ve yaklaşık 30 yıl önce bu spora başladım; fırsat buldukça da yapmaya gayret ediyorum. Eşimle gezip görmeyi hayal ettiğimiz yerlerle ilgili bir “bucket list”imiz var. Zaman, sağlık ve imkânlar elverdiğince önümüzdeki yıllarda bu listeyi tamamlayabilmeyi hayal ediyoruz.

TAC’nin hayatınızdaki yeri hakkında neler söylemek istersiniz, SEV için mezunlarımıza nasıl bir mesajınız olur?

Ülkemizde çok sayıda tarihî geçmişe sahip eğitim kurumu var ancak biz Tarsuslular kendimizi hep özel ve ayrıcalıklı hissetmişizdir. Kişiliklerimizin oluşup gelişmesinde ve toplumdaki yerimizde, sadece TAC’nin değil, tüm SEV okullarımızın bizlere katkıları yadsınamaz. Ancak bizim mezunlar olarak yetiştiğimiz kurumlara borcumuz var. Her birimiz bu borcu imkânlarımız dahilinde farklı şekillerde geri ödeyebiliriz. En basitinden mezun derneklerine yıllık aidatımızı ödemek bile değerli bir katkı olacaktır ki bu konuda ne yazık ki çok başarılı olduğumuzu söyleyemem. Bunun ötesinde; okullarımızın ihtiyaçlarının giderilmesi için katkıda bulunabilir, imkânları kısıtlı öğrencilerimizin eğitimlerine destek olabiliriz. Üniversiteli mezunlarımıza staj fırsatları yaratabilir; hayata atıldıklarında iş aramalarına yardımcı olabilir, mentorluk yapabiliriz. İlgi ve uzmanlık alanımız kapsamında SEV Yönetim Kurulu Komitelerine gönüllü katılabiliriz. Evet; gördüğünüz gibi okullarımıza borcumuzu ödemenin çok çeşitli yolları var; yeter ki isteyelim. Daha güçlü bir iletişim ve dayanışma ile SEV’i ve okullarımızı daha ileri noktalara taşıyabileceğimize inanıyorum.

Connect, 6 Şubat depremlerine özel bir sayı hazırladı. Sağlık ve Eğitim Vakfı olarak deprem bölgesindeki yaraların sarılması adına neler yapıldı, neler planlanıyor?

6 Şubat depremleri ülkemizde büyük bir yıkım yarattı. Başta bölgedeki vatandaşlarımız olmak üzere hepimizi derinden etkiledi. Vakfımız, kurumlarımız, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, velilerimiz, çalışanlarımız, mezunlarımız büyük bir dayanışma içinde hemen ertesi günden başlayarak bölgeye desteğe ve yardıma koştular. Depremin ardından Vakıf olarak doğal afetler açısından yüksek risk bölgesinde olan ülkemizde, afetlerden etkilenen çocuk ve gençlerin eğitim hayatına destek olmak amacıyla Vakfımızda bir afet fonu kurduk. Bu fonun amacı, bu afet ve sonrasında yaşanabilecek diğer afetler için sürekli bir destek sağlamak. Afetlerden sonra zarar gören bölgelerdeki okulların yapımı, tamiratı, güçlendirilmesi, eğitim bursu, eğitim materyali temini, pedagojik destek, öğretmen eğitimleri gibi, gerek Vakfımızın uzmanları, danışmanları, gerekse bölgelerdeki paydaşlarla birlikte yaraların sarılması için sürdürülebilir projeler oluşturacağız ve afetlere hazır olmak için öğretmen ve öğrenciler için afet farkındalık ve korunma eğitimleri düzenleyeceğiz. Bu fonda şimdiden önemli bir kaynak oluştu. Destek veren tüm camiamıza ve dostlarımıza çok teşekkür ediyorum. Depremin hemen ardından SEV olarak UNICEF, UNDP, AÇEV, TEGV, TOG, KONFED, Habitat, AmCham, Genç Girişimciler Derneği, Impact Hub, İhtiyaç Haritası gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlarla sürekli toplantılar yapıldı. Bu kurumlarla iş birliği girişimlerimizi sürdüreceğiz. Afetin yaralarını sarmak uzun sürecek, ama dayanışmayla desteğimizi sürekli kılarak hep birlikte üstesinden gelebilir, özellikle afetten etkilenen çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe yeniden umutla bakmalarını sağlayabiliriz. Dayanışma ve topluma hizmet kültürü SEV olarak geçmişten bugüne eğitim yaklaşımımızın en temelinde yer alıyor ve hepimizin içine işlemiş bir değer olduğuna bir kere daha tanık oldum. SEV Ailesinin tüm üyelerine gösterdikleri dayanışma için toplumumuz adına minnettarım.

İLGİLİ BAŞLIKLAR
BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
16.07.2024

Öğretmenlerimiz ‘eylem araştırması’ kampında

Eğitimle insana ve topluma katkı için çalışan Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) “SEVinAction Araştırmacı Öğretmen Programı”nı başlattı. 25 SEV öğretmeni, sınıfta ve okulda sürekli gelişimi sağlayacak yöntemler geliştirmek için 3 günlük eylem araştırması kampına girdi.

Yorum ve görüşleriniz çok değerli.

CO dijital logo
Bu site kullanıcı deneyiminizi iyileştirmek için KVKK ve GDPR çerçevesinde Çerez (Cookie) kullanmaktadır.
Bu konuda detaylı bilgi almak için Güvenlik, Gizlilik ve KVKK Metinleri sayfalarını inceleyebilirsiniz.
Sitemizi kullanarak, Çerezleri kabul ettiğinizi beyan edersiniz.